2 Temmuz 2007 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Her gün tarlalar ve geniş alanlardan şehrin göbeğine bir buçuk saatlik ve bol trafik içeren bir seyahatten geliyorum şirkete. Artık trafik hayatımın değişmez bir parçası. Gerçi kendimi sabırlı bir insan olarak görürüm ve çok da trafik zorlamaz. (Şikayet etsek neye yarar :P) Belki arabam otomatik vites olsaydı daha rahat ve keyifli bir seyahat yapabilirdim. Elime bir şeyler alıp hafiften göz atmam rahat olurdu ama böyle olunca bir yandan vites bir yandan direksiyon bir yandan da polisleri gözlemek hiç hoş olmuyor :)

Dün ayağıma giren kramp hala etkisini sürdürüyor hafif dozda. Sanırım aşırı aksiyon gerektiren bir spor yapmadığımdan uzun zamandır dünkü su topu maçı kas ağrıları olarak geri döndü.

Bu pazartesi daha az sendromlu bir gün oldu diyelim çok şükür. Her hangi bir acil iş yok, her şey tıkırında. Aman maşallah diyelim. İçimdeki Murphy de fırtına öncesi sessizlik diyor , bir korkulu bekleyiştir devam ediyor.

Dün bizimkiler saat 22.30 gibi geldiler. Hafif de tahminlerimde yanılmanın mahcubiyeti vardı. Napalım Fatma Zehra hanımın uyku durumunu pek hesaba katamadık. :)

Hiç yorum yok: